Yükseköğretim Kanununda Değişiklikler Öngören Kanun Teklifi Komisyonda Kabul Edildi
Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda kabul edildi.
Teklifte, yükseköğretim kurumlarında çalışan 50/d’li araştırma görevlilerinin 33/a kapsamına alınmasına ilişkin düzenleme de alıyor. Buna göre tıpta, diş hekimliğinde, eczacılıkta ve veteriner hekimlikte uzmanlık eğitimi yapmakta olanlar ve bu eğitimlerini tamamlamış olanlar hariç; tezli yüksek lisans veya doktora, sanatta yeterlik eğitimine devam eden veya bu eğitimlerini tamamlamış araştırma görevlileri, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde talep etmeleri halinde kadrolarının bulunduğu üniversite tarafından araştırma görevlisi kadrosuna atanacak.
Teklif uyarınca vakıf yükseköğretim kurumları, öğrenci gelirlerinin yüzde ikisini her yıl kendi adına açılan hesaba yatırma yükümlüğünü, banka teminat mektubu ile yerine getirebilecek. Teklife göre Yükseköğretim Kalite Kurulunda uzman ve uzman yardımcısı istihdam edilebilecek.
Bazı üniversitelerin isimlerinin değiştirilmesinin de yer aldığı teklif uyarınca ayrıca Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) bünyesinde; Milli İstihbarat Akademisi adıyla, istihbarat ve millî güvenlik ile ilgili alanlarda lisansüstü eğitim-öğretim, bilimsel araştırma ve yayın yapmak üzere yükseköğretim kurumu kurulacak.
Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesinin denetlenmesi, etkin ve verimli şekilde yönetiminin de yer aldığı teklifte ayrıca, yükseköğretim kurumlarındaki disiplin cezaları ve disiplin cezalarını gerektiren disiplin suçları da ayrıntılı bir şekilde yeniden düzenleniyor.
Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, komisyonda kanun teklifine ilişkin milletvekillerinden gelen soruları yanıtladı ve düzenlemelerin içeriğine ilişkin bilgi verdi.
Özvar, 50/d’li araştırma görevlerinin 33/a kapsamına alınmasına ilişkin açıklamasında 23 Ocak 2023 tarihi itibarıyla sağlık hariç, 13 bin 186 50/d’li araştırma görevlisi bulunduğunu sağlık alanıyla birlikte bu rakamın 40 bine çıktığını belirtti. Kanuna konu araştırma görevlilerinden 687’sinin doktora veya sanatta yeterlilik eğitimlerini tamamlamış durumunda olduğunu anlatan Özvar şöyle devam etti:
“Bunlar sizlere arz edip sizin yazın çıkardığınız maddeden istifade eden arkadaşlarımız. 2018 Ocak ayı itibarıyla başarısızlık nedeniyle ilişiği kesilen araştırma görevlisi sayısı 244’tür. 2018’den sonra istihdam edilen 50/d araştırma görevlilerinden ilişiği kesilenlerin sayısı ise 1.816’dır. İlişiği kesilen 1.816 kişiden 589’u üniversitelerde öğretim elemanı olarak görev yapmaktadır. İlişiği kesilenlerden 1.227 kişi şu an itibarıyla yükseköğretim sisteminin dışında bulunmaktadır. 50/d’yle biz ne getiriyoruz? Sizlerin de takdiriyle 50/d’yle arkadaşlarımızın 33/a kapsamına alınmasını getirmiş oluyoruz. Tabii, 33/a şartlarına haizse yani şartları tutturuyorsa.”
Bazı üniversitelerin isimlerinin değiştirilmesine ilişkin düzenlemenin de yasa teklifinde yer aldığını belirten Özvar, bu konuyla ilgili şu bilgileri verdi:
“İsimler konusundaki istek ve irade Yükseköğretim Kurulunun resen gündeme getirdiği bir konu değildir. Üniversite yönetimlerinin kendi üniversitelerinin itibarıyla, içinde bulunduğu mekânla ilgili olmak üzere taleplerine Yükseköğretim Kurulunun verdiği bir cevaptır. O açıdan Yükseköğretim Kurulu, kurumlardan gelen bu talepleri kanun, yönetmelik ve ilgili mevzuat dahilinde bir sakınca teşkil etmediği takdirde Meclis’e taşımayı görev addetmektedir. Aslolan, üniversitenin kendisine ilişkin bu konudaki kararlarına saygı duymaktır. Ben, Yükseköğretim Kurulu Başkanı olarak, yükseköğretim kurumlarımızın yeterli olgunluğa çoktan ermiş olduğundan dolayı ilgili mevzuata aykırı olmadıkça asla müdahale edilmesi taraftarı değilim. Üniversitelerimizi kendi paydaşımız olarak görüyor, onlarla beraber hareket etmeye çalıştığımızı ifade etmek istiyorum.”
Teklifte yer alan disiplin yönetmeliğinin muhtelif paydaşların, toplumun, kamuoyunun, ilgili tarafların mahkemelere taşıması suretiyle pek çok hukuki testten ve mahkemeden geçtiğini vurgulayan Özvar, konunun kanunla düzenlenme gereğinden dolayı teklifte yer aldığını ifade etti. Özvar, “Dolayısıyla, mahkemeler tarafından defaatle test edilmiş bir yönetmeliğin artık bugün kanuna intikalinden söz ediyoruz ama elbette ki Meclisimiz takdir ederse, kanunla alakalı eksikler gedikler veya üzerine gidilmesi gereken konular var ise bunlar da hiç şüphe yok ki zaman içerisinde yine kanunla düzeltilme yoluna gidilecektir.” dedi.